Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | interact with v. | etkileşime girmek | ||
It also interacts with potential customers through its website or through industry events. Ayrıca potansiyel müşterileriyle internet sitesi üzerinden veya sektörel etkinlikler aracılığıyla etkileşime girer. More Sentences |
||||
General | interact with v. | etkileşimde bulunmak | ||
HTML makes everything you see and interact with in a web browser possible. HTML, bir web tarayıcısında gördüğünüz ve etkileşimde bulunduğunuz her şeyi mümkün kılar. More Sentences |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | interact (with) v. | etkileşim içinde olmak | ||
Instead it should learn to interact with other priorities and other multilateral agreements. Bunun yerine diğer öncelikler ve diğer çok taraflı anlaşmalarla etkileşim içinde olmayı öğrenmelidir. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | interact with (someone) v. | (biriyle) etkileşime girmek | ||
Phrasals | interact with (someone) v. | (biriyle) etkileşimde bulunmak | ||
Phrasals | interact with (someone) v. | (biriyle) vakit geçirmek | ||
Phrasals | interact with (something) v. | (bir şeyle) etkileşime/reaksiyona girmek | ||
Computer | ||||
Computer | create and interact with database expr. | veritabanı yarat ve iletişim kur |